Öncelikle İslam Kelam geleneğimize göre cinlerin erkeklikleri ve dişilikleri olup irade sahibi varlıklardır, yapmış oldukları işlerde tasarruf sahibidirler, ayrıca cinlerin Müslüman ve kafir olanları da mevcuttur. Cinlerin kafir olanlarına, şeytan denilmektedir. Dolayısıyla cin ve şeytan ortak ata olan iblisten gelmektedir.
Günümüzde falcı, medyum veya cinci adı verilen bazı kişilerin, birtakım tuhaf yöntemlerle cinlerle iletişim kurdukları, onlardan bilgiler aldıkları, insanların geçmiş ve gelecekleriyle ilgili bilgiler verdikleri söylenmekte ve bu yöntemle bazı hastalıkları tedavi edebildikleri belirtilmektedir. Çağdaş dünyanın devasa sorunlarıyla mücadele eden ve zaman zaman da bazı insanların bu türden söylentileri ciddiye aldığı ve meselelerine bu yöntemle çözüm aradıkları görülmektedir.
قُلْ اُو۫حِيَ اِلَيَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ فَقَالُٓوا اِنَّا سَمِعْنَا قُرْاٰناً عَجَباًۙ ﴿١
(Ey Muhammed!) De ki: "Bana cinlerden bir topluluğun (Kur'an'ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: "Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız." (Cin: 1-2)
Fakat yukarıda verilmiş olan ayete göre cinlerin insanlarla iletişim kurabilmesi pek mümkün görünmemektedir. Çünkü Hz. Süleyman(a.s) dışındaki insanlara cinlerle iletişim kurma yetkisi verilmemiştir. Bu ise yalnızca Hz. Süleyman’a has bir mucizedir. Nitekim yukarıdaki Cin suresindeki ayette Hz. Muhammed(a.s) bile, Kur’an okuduğu esnada kendisini dinleyen cinleri görememiştir. Allah bizzat cinler seni dinledi ve iman etti diye haber vermektedir. Bu husus bize insanların cinleri göremeyeceği veya onlardan bilgi alamayacağı hakkında bir delildir. Toplum içerisinde yaygın olan “cinlerin de gayb haberlerini bildikleri” İslam’a aykırı bir durum oluşturması sebebiyle cinlerin gaybı bilemeyecekleri, Kur’ân’ın muhkem ayetleri ile kayıt altına alınmıştır. Hz. Süleyman’ın (a.s.) cinleri istihdam etmesi ile ilgili anlatılan olayın neticesinde onun vefatının cinlerden gizlenmesini, cinlerin gaybı bilemeyeceklerine delil olarak sunan Kur’ân ayeti şöyledir:
“Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara/cinlere ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi. Süleyman’ın cesedi yere yıkılınca cinler anladılar ki, eğer gaybı bilmiş olsalardı bu aşağılayıcı azap içinde kalmamış olacaklardı” (Sebe 34/14).
Burada Hz. Süleyman (a.s.) cinlerin azgın olanlarını kendi hizmetinde kullanıp onları bir takım ağır işlerde çalıştırdığı anlaşılmaktadır. Çünkü mümin olan cinlerin bir peygamber tarafından “aşağılayıcı azap içinde” çalıştırılmalarını düşünmek doğru bir bakış açısı değildir. Yani Hz. Süleyman’ın bu işte istihdam ettikleri şeytanlardır. Hz. Süleyman’ın yaşlı olduğu dönemlerde vuku bulduğu anlaşılan bu hadisede Hz. Süleyman çalışan şeytanların görebileceği bir mesafede asasına dayalı bir şekilde vefat etmiş ve bu husus şeytanların bilgisinden gizlenmiştir. Kur’ân ifadesiyle “eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı” şeklindeki vurgunun, bu durumu insanlara bildirme hedefine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Zira günümüzde olduğu gibi o dönemde de insanlar nezdinde cinlerin gaybı bildiklerine inandıkları anlaşılmaktadır.
Kur’an ve Sünnetin bize vermiş olduğu bu bilgilere göre cinlere inanmak gereklidir ve cinlerden kafir olanlara yani şeytanlara kıyamete kadar insana vesvese verme yetkisi verilmiştir. Bunun dışında cinler insanlarla fiziksel bir temasta bulunamazlar. Ayrıca Allah’tan başka kimsenin de gaybı bilme yetkisi yoktur, cinler vasıtasıyla gayb bilgisi bildiğini iddia eden cinci ve falcılar insanların duygularını istismar etmekten başka bir şey yapmamaktadırlar. Ayrıca cinlerin insanlarla fiziksel etkileşim içine girdiklerini kabul etsek bu durum toplumda bir çok inanç dejenerasyonuna sebebiyet vermektedir. Çünkü şeytanların veya cinlerin insan şekline girme kudreti olmasının anlamı, toplumda emniyetin ve güvenliğin yok olması, muhatabın cin mi yoksa şeytan mı olduğu konusunda bireylerin kendi arasında şüphelerin oluşmasına sebebiyet verecektir.
Lütfullah Akman
İleri Düzey Okumalar: İbrahim Halil Erdoğan, "Metafizik Alemden Cinlerle İrtibatın İmkanı/İmkansızlığı: Etimolojik ve Epistemolojik Bir Analiz"
0 Yorumlar